1 Haziran 2010

Sanırım bitirmiş bulunmaktayım. 3 haftadır ilk kez gerçekten uyumanın ve bilgisayarımı sadece internette takılmak için açmanın keyfini sürüyorum. Bittiğine inanmakta gerçekten zorlanıyorum..

21 Nisan 2010

Kafam karışık, biraz da canım sıkkın, konuşmaya biraz dağıtmaya ihtiyacım var belki ama herkes meşgul. Zamanımı boş boş dolaşarak harcamak da istemiyorum. Belki bir kahve iyi gider, düşünceler netleşir biraz daha. Geleceğin şimdikinden daha belirgin ve günlerimin de daha meşgul geçmesini istiyorum.

16 Nisan 2010

Israrla başımı omzuna koyuyor. Uyurken ellerimiz tutuşuyor bir şekilde. Yer değiştirmeye kalkınca gözleri aralanıyor, gülümsüyor. Sonra tekrar sarılıp derin uykusuna geri dönüyor. Seviyorum saçlarını, öpüyorum ama uyandıramıyorum bir türlü. İş çirkinleşiyor tabi sonra. Gülmeyi kesemediği için uykuya geri dönemiyor. Kızıyorum çok acıktım diye midem pörsüdü diye anlatıyorum bişiler. Benim hareketlerime bakıp gülmeye başlıyor. Hoşuna gitmiş. Artık rutine bağladığımız için o perşembe de fast food yemek için yürümeye başlıyoruz. Çok yedim gerçekten minik bir göbek çıktı anında. Bütün sosları yedim hemde. Bebişkom hayvan gibi yedin diyo. Gülmeye başlıyoruz. Hava saçma güzel. Terliyoruz sıcaktan. Midemiz biraz kendine gelince dondurma alıyoruz. Yılın ilk birlikte yenilen dondurması. Daha tatlı sanki. Yapacak başka şey bulamayınca HIMYM izlesek diyorum. İzlememiş sevgili eksik kalmamalı. Oturuyorum koltukta. O ise diğerine uzanmış. Gel yanıma diyo sevicem seni. Gülümsüyorum. Sarılıyor bana. Öyle ki küçük çocuk misali kayboluyorum. Tamamen sarıyor etrafımı. İşte bu çok güzel diye düşünüyorum. Hani insan beni kollarıyla tamamen sarsın orada kaybolayım diye düşünür ya, seni koruyan ama aynı zamanda güçsüz hissettirmeyen o sarılışı, arada küçücük kalma hissi. İşte en sevdiğim bu. Bana sarılmış televizyonu izlerken, kahkahaların arasında dönüp birbirimize öpücükler kondurmayı, bir de bunu...

12 Nisan 2010

So funny!!

0 yorum



Chat Roulette with Merton

5 Nisan 2010

Resmen yarın vizem var. Dönem başından beri iki kez dersine girdiğim bir kez geç kaldığım ben geldikten 20dakika sonra biten ve son iki haftadır da hocanın "hasta" olmasından dolayı yapılmayan aptal Tasarım Hukuku dersinin hemde! Gayet de önemli bir dersin bu kadar basite indirgenmiş olması (herkes tarafından) ilginç. Saat 9 buçuk olmuş ve ben internetten indirdiğim ders notlarını gözlerim pörtleyene kadar okumak zorundayım. Bilgisayarda uzun süre birşeyler okumaktan nefret ediyorum zaten. Kaytarmak için birşeyler arıyorum sürekli ama sınav yarın olunca kaçacak yer de yok. Sıkıldım yaa sevgilimi göresim geldi!

4 Nisan 2010

Güneşli Pazar

0 yorum

Ohh be! Rahatladım. Cuma günü jüriyi başarılı bir şekilde atlattıktan sonra RC sonunda okuluma geldi. Grande latte ve venti americano eşliğinde özlem giderdik. Birkaç saat ve dönüş yolculuğu görüşemeyeceğimiz 1buçuk hafta için hazırlık oldu diyebiliriz. Cumartesi de Bruchino ile bir alışveriş turu yaptıktan sonra güneşli güzel bir pazar gününe uyandım. Sabah kuzi ve annecik ile bize uğradılar. Sabah çayı ve sohbetiyle inanılmaz keyifli başladı. Sevgilinin de aramasıyla hemen hazırlanıp dışarı çıktım. Boğaziçi Üniversitesi'nde Ozi'yle basketbol maçı, çimlerde uzanıp kahve içmek ve güneşin tadını çıkartmak, Ozi'nin motoruyla keyif turu yapmak, (sevgili kurkutulmam konusunda telkinde bulunurken bunun alt metini benim korkup ondan önce motor almamı engellemek o ayrı tabi:P) en son da boğaz manzarası eşliğinde yemek yedikten sonra sevgilimin dudağına öpücük kondurup evimin bitmek bilmeyen yolunu tuttum. Bahar geldi ya herşey daha bir güzel sanki. Ya da ben artık böyle olsun istiyorum.

1 Nisan 2010

Not so alone..

0 yorum

Bizimkiler sonunda geldi yanlız günlerim de bitti. Bir yandan üzüldüm çok alıştım tek yaşamaya bu kadar kısa zamanda ama bir yandan da özlemişim yani. İtalya ve Fransa macerelarını dinlerken inanılmaz eğlendim. Çok keyif aldıkları belliydi ayrıca yabancı dil sorunu çekerler mi diye endişe ederken meğer gayet güzel anlaşabiliyorlarmış. Onları dinlemek, mutlu olduklarını ve keyif aldıklarını görmek inanılmaz zevkliydi.

Birşey almayacakları konusunda anlaşmışken getirdiklerini görünce bayıldım resmen. Bir süredir Bruchino ve Sevgiliyle küçük dijital fotograf makinelerine bakıp iç çekerken babişin bavulundan makineyi çıkartmasıyla deliye döndüm. Garip bir şekilde istediğim şeyi seziyor sanırım çünkü daha öncede gelirken getirdiği parfüm uzun zamandır istediğim parfüm çıkmıştı. Tabi yine en çok ilgilendiğim çikolatalar oldu o ayrı. Bir ara anlaşamadığımız zamanlar oldu dedi annem. Önemli birşey gelcek diye beklerken ben Paris'te okumanızı babanızsa İtalya'da okumanızı istiyor. Bir türlü anlaşamadık dedi. Yarıldım gülmekten. Neyse ki planlarımı gerçekleştirmek istediğim zaman ikna etme süreci yaşamayacağımı öğrenmiş bulunuyorum. Belki Ritmo'yla gerçekten başarırız ve gideriz.

Son olarak yine Ritmo'ya bir not. Kızlarına bir paket var. En yakın zamanda teslim edilmesi gerek aklında olsunn=))